Sakarya Gezilecek Yerler Listesi Haritası En Güzel Yerler







Sakarya Gezilecek Yerler Listesi Haritası En Güzel Yerler



Köken bilimi
Sakarya ili adını; aşağı havzasında bulunduğu, topraklarında Karadeniz'e dökülen ve il topraklarını G-K doğrultusunda ortadan ikiye bölerek kat eden Sakarya Nehrinden alır. Sakarya Nehri'nin ise adını nereden aldığına ilişkin bilgiler Frigler dönemine değin uzanmaktadır. Sakarya adının nereden geldiği ile ilgili görüşler şunlardır[5]:

Eskişehir Çifteler ilçesinin 3 km GD yönünde antik Sangia şehri bulunuyordu. Buradaki kaynaktan çıkan sular önce küçük bir göl haline gelir, sonra akışa geçerek Sakarya Nehrinin kaynağını oluştururlar. Bu antik kentin adının nehre verildiği düşünülmektedir.
MÖ 7. yüzyıla kadar bölgeye hakim olan Frigler kutsal saydıkları nehir tanrıları Sangari adını vermişler. Frig ana tanrıçası Kibele'nin kocası olan Atis'i doğuran Sakarya Nehri'nin kızı Nana'dır. Bu isim önce Sangarios, sonra ise saldırgan manasına gelen Zakharion'a dönüşmüştür.
Başka bir rivayet MÖ 3. ve MS 4. yüzyılları arası yöreye hakim olan Bitinya kraliçesi Sangarius'un adının verildiği şeklindedir.
Sakar Dede adında bir ermiş nehir üzerindeki köprüden geçerken parasız olması sebebiyle hakarete uğrar ve geçirilmez. Keramet gösterir, dua eder, nehrin yönünü değiştirir. Nehre bugün Erenler ilçe sınırlarında türbesi olan bu Sakar Dede'nin adı verilir.

Tarihçe
İlk çağlar

Anadolu birliğini ilk kuran Hititlerle Sakarya'nın da tarihi başlar. İç karışıklıklar sonucunda bölünen Hititlerden sonra bölgede Frigler hakim olmuştur. Frigya hakimiyeti sona erdiğinde bölge Lidyalıların eline geçmiştir. MÖ 6. yüzyılda Pers İmparatorluğu Lidya Krallığı'nı yıkarak Anadolu'ya hakim olmuştur. Makedonya Kralı Büyük İskender MÖ 4. yüzyılda Persleri yenerek Anadolu'ya hakim oldu. Büyük İskender'in ölümünden sonra Bitinya Kralığı bağımsızlığını ilan ederek Sakarya'nın da bulunduğu bölgede hakimiyetini ilan etti. MÖ 1. yüzyılda Roma İmparatorluğu Bitinya Krallığı'na son vererek bölgeyi topraklarına kattı.

Roma İmparatorluğu ikiye bölündüğünde (MS 365), Bitinya bölgesi Bizans İmparatorluğu'na kaldı. İstanbul'u ele geçirmek gayesiyle gelen İslam orduları bölgeyi fethetmişlerdir. Bu hakimiyetler kalıcı olmamıştır. Bölgeye zaman zaman Sasaniler de akınlar düzenlemiştir.

Malazgirt Meydan Muharebesi'nden sonra Kutalmışoğlu Süleyman Şah Sakarya dahil tüm Anadolu'yu kontrol altına aldı. İznik'in başkent olduğu Türkiye Selçuklu Devleti kuruldu. Birinci Haçlı Seferinde İznik'i terk ederek başkenti Konya'ya taşıdı. Sakarya ahalisi yeniden Bizans'ın kontrolüne girdi.

Yapılan kazılar ve bulguların tarihi bilgileri sayesinde; bölgede MÖ 300 ile 395 yılları arasında başkenti Nikomedia (İzmit) olan Romalıların Bitinya eyaleti bulunmaktaydı. Kandıra, Kaynarca, Hendek, Karapürçek ve Taraklı’da rastlanan bazı bulgularca da bölgenin miladın hemen öncesi ve sonrasında Bitinyalıların egemenliğinde yaşadığı kesinleşmektedir. Bölgede inşa edilen Seyifler, Harmantepe, Tersiye, Paşalar, Çobankale, Mekece kaleleriyle, I. Justinianus’un 562 yılında Sakarya Nehri’nin üzerine yaptırdığı Beşköprü önemli tarihi kalıntılardır.

Osmanlı dönemi

13. yüzyılın sonlarına doğru Konur Alp, bugünkü Adapazarı Havzası'nı fethederek Türk hakimiyetini yeniden sağladı. Orhan Gazi zamanında yapılan bu fetihlere ithafen Sakarya ve çevresinde padişah adına Orhan Camii'ler yapılmıştır. İlk olarak batı Türkistan ve Azerbaycan'dan gelen göçebe Türk boyları buralarda köyler ve kentler kurmuşlardır. Adapazarı, Sakarya Nehri ve Sapanca Gölü'nden çıkan Çark Suyu arasında kalan yarımada biçimindeki kara parçası üzerinde kurulmuştur. 1563 yılına ait bir vesika ve 1581 yılında Akyazı Ada Kadılığı'na yazılan ve bu yöreden nahiye diye bahseden bir ferman şehrin tarihini anlatan ilk belgelerdendir.

Adapazarı yöresi başkent yakınında olduğu için üretim fazlası her şey İstanbul'a gönderilirdi. Özellikle tarım, hayvancılık ürünleri ve kereste açısından Sakarya çevresi önemliydi. İstanbul, İzmit ve Kefken tersanelerine yakınlığı çevreden çokça kerestenin üretilmesine neden olmuştur.

Osmanlı kumandanlarından Karamürsel Alp, Karamürsel'de kurduğu tersanenin kereste ihtiyacını Karasu-Adapazarı arasındaki ormanlardan karşılıyordu. Kereste işlerini takip için Adapazarı'nda Kereste Eminliği kurulmuştu. Elde edilen tomruklar Sakarya Nehri üzerinden Karadeniz'e, oradan İstanbul'a Tersane-i Amireye ulaştırılıyordu. Gemi küreği yapım işi Karasu'ya verilmişti. Tomrukların tamamı başkente gönderilmez, Sakarya ağzında (Yeni mahalle) gemi yapım ve onarımı yapılırdı. Sakarya'dan Tophaneye top arabalarının ahşap parçaları hazırlanır ve gönderilirdi.

Evliya Çelebi Sakarya yöresinden ağaç denizi olarak bahseder. Yöreyi gezen Fransız kontu A.De. Moustier 1862 yılında şunları yazmıştır: "Adapazarı nehrin kenarında 10.000 kişilik bir kent. Ceviz ağacı bol fakat kesilenlerin yerine yenileri dikilmiyor. Bu gidişle Adapazarı ağaçsız kalacak." Adapazarı'nda o yıllarda ceviz ağacından tabanca ve tüfek kabzası yapılmaktaydı.

İkinci Beyazıt Köprüsü: Osmanlı zamanından kalan köprü tarihi açıdan önemlidir. Geyve ilçesinde Alifuatpaşa kasabasında II. Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Sakarya Nehri üzerine yapılan köprü 15 gözlüdür, uzunluğu 196,5 genişliği 5,5 metredir.

Kurtuluş Savaşı

Adapazarı yöresi Kurtuluş Savaşı'na; Ali Fuat Cebesoy, Hasan Cavit Bey, Sırrı Bey, Çerkez Sait Bey, Metozade Hüseyin Bey, Koçzade Mahmut Bey, Abdurrahman Bey, Kaymakam Tahir Bey, Cevat Bey, Kazım Kaptan, Halit Molla ve İpsiz Recep gibi kahramanlarıyla katkıda bulunmuştur.

İlçede ilk müfrezeyi kurma görevi Yüzbaşı Ramiz, Yüzbaşı Rauf, Doktor Raik'e verilmiştir. Onlar da Meto Hüseyin ve Mehmet Bey'in katkılarıyla bu görevi yerine getirdiler. Geyve, Hendek ve Adapazarı'nda Kuva-yı Milliye teşkilatı aynı zamanda kuruldu. Bölgenin önde gelenleri Ankara’ya Mustafa Kemal’e bağlılık telgrafı çektiler.

Bölgede Ermeni ve Rum çeteciler ile mücadele için Türk milis güçleri oluştu. Akyazı, Hendek ve Sapanca çevresinde Kazım Kaptan kuvvetleri, Kaynarca yöresinde Halit Molla, Kandıra ve Karasu çevresinde İpsiz Recep, Ermeni ve Rum çeteleri ile mücadele ettiler. Anzavur Ahmet üçüncü ayaklanmasında Adapazarı üzerinden Geyve boğazını ele geçirmek için saldırmış, Çerkez Ethem tarafından bozguna uğratılmışlardır. Hendek’i ele geçiren Anzavur, Ethem tarafından püskürtülmüştür.

İzmit’i işgal eden 11. Yunan Tümeni, 24 Mart’ta Sapanca ve Kırkpınar'ı, 25 Mart tarihinde Adapazarı'nı işgal etti. Millî kuvvetler Yunan ilerleyişini durdurmak amacıyla Sakarya Nehri üzerindeki ahşap olan Tavuklar ve Taşlık köprülerini yaktı. Nehri geçen ilk Yunan birlikleri milis güçlerce geri püskürtüldü.

Bölgeyi işgalden kurtarmak amacıyla yeni bir kolordu kurulup başına Albay Kasım Bey atandı. Yunan kuvvetleri Bursa’ya doğru çekilmek amacıyla Adapazarı’na toplanmaya başladılar. Çekilme sırasında şehrin yakılmasını önlemek için tedbirler alındı. 21 Haziran sabahı erkenden üç kol halinde Millî kuvvetler Adapazarı’na girdi. Küçük çatışmalarla şehir kurtarıldı. Kazım Kaptan, Osman Kaptan ve Molla Halit güçleri şehirde asayişi sağladı.

25 Mart tarihinden, 21 Haziran'a kadar 3 ay süren işgalden kurtuluşu için Sakarya’da 21 Haziran Kurtuluş Günü olarak kutlanmaktadır

Cumhuriyet dönemi
Sakarya, 1954'te il oldu. 14 Ocak 2000'de çıkarılan 593 sayılı kanun hükmünde kararname ile büyükşehir unvanı kazandı. 2004 yılında çıkarılan 5216 sayılı kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları valilik binası merkez kabul edilerek yarıçapı 20 kilometre olan dairenin sınırlarına genişletildi. 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları oldu.


Gezilecek Yerlerin Listesi Haritası,Yapılacaklar,Tarihi,Müzeler,Kaleler,Sahiller,Kumsallar,Tatil Yerleri,Kiliseler,Plajlar,Doğal Güzellikler,Doğa,Mağaralar,Tüneller,Görülmesi Gidilmesi Yapılması Gereken Yerler Şeyler,Tatil Şehir Turist Gezi Rehberi,Sakarya


Facebook'ta Paylaş



    insta    fb    Site Haritası