Diyarbakır Gezilecek Yerler Listesi Haritası En Güzel Yerler







Diyarbakır Gezilecek Yerler Listesi Haritası En Güzel Yerler



Etimoloji

Diyarbakır şehri farklı dönemlerde farklı isimlerle anılmıştır. MÖ 200'de Amidi Asur hükümdarı Adad-Nirari'ye ait bir kılıç kabzasında şehrin adı "Amid" ya da "Amidi" olarak geçmektedir. Roma ve Bizans kaynaklarında şehrin adı "Amid, O'mid, Emit, Amide" şeklinde adlandırıldığı görülmektedir. 11. yüzyılda yöreye gelen Türkmenler şehirdeki yapılarda kullanılan siyah renkli taşlardan dolayı şehre "Kara Amid" demişlerdir. Müslüman Arapların egemenliği sırasında buraya yerleşen "Bekr" (بکر) kabilesinden dolayı "Diyâru Bekr" (ديار بكر) (Bekr kabilesinin yurdu) olarak kayıtlara geçmiştir. "Diyaru Bekr" daha sonraları "Diyarbekir"; Osmanlı'nın son yıllarına kadar daha çok bir bölge adı olarak kullanılmıştır. Ancak merkez için kullanılan Amid isminin kullanımının özellikle Diyar-ı Bekr'in (Diyarbekir) 1867 yılında vilayet oluşu sonrası yavaş yavaş terk edildiği, bütün bölgeyi nitelemesinin yanında merkez sancak için de (Diyar-ı Bekr) Diyarbekir adının kullanıldığı görülmektedir.

Diyarbekir'in "Diyarbakır" oluşuna dair çalışmalar, Türk Dili dergisinin Haziran 1938 nüshasında özetlenmiştir. 17 Kasım 1937 tarihinde Atatürk'ün trenle Diyarbekir'den Elâzığ'a geçtiği gece yapılan bir dil tartışmasının ardından, Türk Dil Kurumu'na gönderilen bir telgrafla başladı. Yapılan çalışmaları sonucu şehrin adı Diyarbakır olarak değiştirildi. Türk Dil Kurumu Genel Sekreteri İbrahim Necmi Dilmen"e gönderilen telgraf şöyledir.
    « Diyarbekir şehrinin isminin etimolojisine dair etüt var mıdır? Esasta bu şehrin ismi 'Bakır memleketi' manasına olan 'Diyarbakır' olması gerektir ve artık bu isimle tanınacaktır. Dil Kurumu'nun bu hususta Tarih Kurumu ile işbirliği yaparak, historik ve lengüistik tetkikatta bulunması emrediliyor. Balıkesir saylavı İsmail Hakkı'nın da mesai birliğine davet edilmesi faydalı olacaktır. Tetkikatın titizlikle yapılmasını ve mümkün ise neticelerin takiben bildirilmesini saygılarımla dilerim. »
    

Şehirde bakır madenciliği olmamakla beraber, ilde bakır madenciliği yaygın, kayda değer olmamıştır.

Tarihçe

Mezopotamya ile Anadolu medeniyetlerinin geçiş bölgesinde olan Diyarbakır’ın tarihi çok eski devirlere dayanmaktadır. Yontma taş ve Mezolitik devirlerde Diyarbakır ve çevresinde var olan mağaralardan burada yerleşim olduğu yapılan arkeolojik araştırmalar ile anlaşılmıştır. Eğil-Silvan yakınlarındaki Hassun Dicle Nehri ve kolları üzerinde Ergani yakınlarında Hilar mağaralarında bu çağdan kalma kalıntılar tespit edilmiştir. Şehrin 65 kilometre kuzeybatısında Ergani ilçesi yakınlarında yer alan Çayönü Tepesi kazılarında, dünyanın en eski köyü bulunmuştur. Çayönü'ndeki insanlar zamanla göçebelikten yerleşik köy yaşama, avcılık ve toplayıcılıktan besin üretimine geçmiştir.

Şehrin kent merkezinde, MÖ 3000 Hitit ve Hurri-Mittani egemenliği yaşanmıştır. MÖ 1260 yılına kadar egemenliklerini sürdüren Hurri-Mitaniler'den sonra sırasıyla Asurlular, Aramiler, Urartular, İskitler, Medler, Persler, Makedonyalılar, Selevkoslar, Partlar, Ermeniler, Romalılar, Sasaniler, Bizanslılar, Emeviler, Abbasiler, Hamdaniler, Mervaniler, Selçuklular, İnaloğulları, Artuklular, Eyyübiler, Moğollar, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlılar Diyarbakır'a egemen olmuşlardır.

Asurlular döneminde şehir, bölge valilik merkezi olmuştur. Mîlâttan sonra bir ve ikinci asırlarda şehir ve bölgesi için Romalılar ve Partlar arasında savaşlar yapılmıştır. Romalılar'ın hakimiyetine geçen şehir Roma İmparatorluğu'nun yıkılması ile Bizans yönetime geçmiştir. Ömer döneminde islâm ordusu Diyarbakır'ı ve çevresini fethetmiştir. Halid bin Velid, Diyarbakır'a giren ilk İslam kumandanıdır. Diyarbakır böylece bir eyalet olarak İslâm devletine bağlandı.

869-899 yılları arasında Diyarbakır ve çevresinde Şeyhiler Hanedanı hüküm sürmüştür fakat Halîfe Mütazıd bu hakimiyete son vermiştir. Daha sonraki yıllarda Hamdânîler hâkim oldularsa da, 990 yılında bölgeye hâkim olan Mervaniler 1096 yılına kadar saltanat sürdü. Alparslan 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi'nden bir sene önce Diyarbakır’a geldi. Mervânîler, Selçuklular'a tabi oldu. Melikşah'ın vefatından sonra Diyarbakır'da egemenlik Suriye Selçukluları'na geçti.

1095’te Türk emirlerinden Sadr’ın Amid valisiyken ölümü sonrasında kardeşi İnal şehre yönetici olmuş, İnal'ın kendi adıyla 1098 yılında İnaloğulları Beyliği'ni kurmasıyla bu beyliğin yönetiminde kalmıştır. 1142 yılından sonra da vezir Nisanoğlu Müeyyedüddin ve ardılları yarı bağımsız olarak Âmid şehrini yönettiler. Eyyubilere tabi olan Artuklu Beyliği'nin Hasankeyf Artuklu hükümdarı Nureddin Muhammed'in talebi üzerine Âmid şehri Selahaddin Eyyubi komutasındaki Eyyubi ve Artuklu kuvvetlerince 1183 yılında ele geçirildi. Selahaddin Eyyubi şehri Nureddin Muhammed'e bırakmış ve böylece şehir Hasankey Artukluları'nın başkenti olmuştur. 1232 yılına kadar Hasankeyf Artukluları'nın hakimiyetinde kalan yerleşim bu tarihte Eyyubiler tarafından ele geçirildi. 1241'de yılında Anadolu Selçuklu Devleti'nin denetiminde olan şehir, 1257-1259 yılları arasında Meyyafakirin Beyinin denetimine girdi. 1259’da İlhanlılar tarafından alınan şehir kendilerine tabi olan Anadolu Selçukluları'na geri verildi. Şehir, 1302 yılında İlhanlı hükümdarı tarafından Mardin Artukluları'na bırakıldı. 1394 yılına kadar Artuklu hakimiyetinde kaldı. Artuklular dönemlerinde kente önemli bir Türkmen kökenli nüfus yerleşimi olmuştur.

1394 yılında Timur tarafından yağmalanan yerleşim 1404 yılında Timur tarafından Akkoyunlular'a bırakıldı. Akkoyunlu devletinin kurulmasıyla da bir süre bu devlete başkentlik yaptı. Şehir, 1508'de Safeviler tarafından ele geçirildi.

1508-1515 yılları arasında Anadolu Beylikleri, Memlûkler Safevî devletleri arasında bu bölge için mücadele devam etti. Osmanlı hükümdarı Yavuz Sultan Selim, Diyarbakır'ı ve bütün Güneydoğu Anadolu’yu 15 Eylül 1515'te Bıyıklı Mehmet Paşa kumandasında Osmanlı egemenliğine kattı.

Diyarbakır, Osmanlılar döneminde önemli eyaletlerden birinin merkezi olmuş, doğuya sefer yapan orduların hareket üssü ve kışlağı görevini görmüştür. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde özellikle I. Dünya Savaşı'nın yakın zamanlarında hastalık, yangın ve sefalet yüzünden büyük sıkıntı çeken Diyarbakır; Cumhuriyet devrinde büyük ve önemli imar, sosyal, kültürel ve ekonomik hareketler yaşamıştır. 1950'lerden sonra yeni şehir kurulmuş; yollar, hastaneler, okullar ve modern yapılarla gün geçtikçe büyümüş ve gelişmiştir. Yeni şehir kara, hava ve demir yollarıyla Türkiye'nin dört bir yanına bağlanmış önemli merkezlerden biri haline gelmiştir.


Gezilecek Yerlerin Listesi Haritası,Yapılacaklar,Tarihi,Müzeler,Kaleler,Sahiller,Kumsallar,Tatil Yerleri,Kiliseler,Plajlar,Doğal Güzellikler,Doğa,Mağaralar,Tüneller,Görülmesi Gidilmesi Yapılması Gereken Yerler Şeyler,Tatil Şehir Turist Gezi Rehberi,Diyarbakır


Facebook'ta Paylaş



    insta    fb    Site Haritası